İstanbul Diş Teknisyenleri Odası Başkanı Muharrem Değerli:
Dişhekimleri ve biz etle kemik gibiyiz"
Sağlıkta Dönüşüm Programı tüm sağlık çalışanlarını olduğu gibi diş teknisyenlerini de olumsuz etkiliyor. Özellikle kamu tarafından açılan ağız ve diş sağlığı merkezleri ve buralardaki ihale sistemi diş teknisyenliği mesleğini yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakıyor. İstanbul Diş Teknisyenleri Odası Başkanı Muharrem Değerli meslektaşlarının sorunlarını anlattı.
Diş teknisyenleri ve dişhekimleri birbiriyle yakın çalışması gereken iki meslek grubu. Üstelik ortak dertleri de var. Kamu düzenlemeleriyle ilgili iki meslek dalı da ciddi sorunlar yaşıyor. İstanbul Diş Teknisyenleri Odası Başkanı Muharrem Değerli "etle tırnak gibiyiz" derken birlikte mücadelenin önemini vurguluyor ve güç birliği yapmak gerektiğini söylüyor.
5181 Sayılı kanunla yapılan değişiklikler diş teknisyenliğine ne tür uygulamalar getirdi?
5181 Sayılı kanunda yapılan değişiklikle diş protez teknisyenlerine diploma ve belge zorunluluğu getirildi. İstanbul'da 1.500-2.000 diş laboratuvarı var. Bunların sadece 230'u ruhsatlıdır. Ancak İstanbul'da vergi mükellefi olup da belgesi olmayan yüzlerce üyemiz var ve bunlar yetişmiş, mesleğinde başarılı meslektaşlarımızdır. Diğer yandan Türkiye genelinde 3.000-4.000 civarında vergi mükellefi laboratuvar var. Buralarda yetişmiş 700-800 kalifiye eleman belgesiz çalışıyor. Mesleğinde kendisini kanıtlamış, en iyi diş teknisyenlerinin bile belgesi yok.
Çıraklık okullarını kapattılar. Bu okullardan faydalanmamız mümkün değil. Daha önce yanımızda çalışan elemanlarımız haftanın bir günü çıraklık okuluna gidiyor, diğer beş gün de laboratuvarlarında çalışıyorlardı. Çıraklık eğitim merkezlerinde sadece diş teknisyenliği bölümlerinin kapatılmasını anlamak mümkün değil. Hâlbuki bu merkezlerde bilgi birikimimizi aktarabiliyorduk.
Yerinene meslek liseleri açıldı. Aynı işlevi görmüyor mu onlar da?
Çıraklık eğitim merkezlerinin yerine dört yıllık meslek liselerini açtılar. Ancak meslek liseleri Türkiye'nin en ücra köşelerinde, yeterince laboratuvarların bulunmadığı yerlerde açıldı. Buralarda diş teknisyenliğiyle ilgili hiçbir pratik eğitim verilmiyor. Ayrıca üniversite bünyesinde açılan meslek yüksek okulları 1987 yılından itibaren mezun vermeye başladı. 19-23 yaşları arasındaki gençler iki . yıllık meslek yüksek okullarında eğitim görüyorlar. Mezun olanların ancak yüzde dokuzu bu işi yapıyor; yapanlar ya çok yetenekli ya da babası, amcası diş teknisyeni, dişhekimi olup onların yanında yetişiyorlar. Bir insanın iki yılda diş teknisyeni olması mümkün değil. Almanya'da meslek lisesine gidenler dört gün bir laboratuvarda çalışıyor, bir gün okula gidiyor, dört yılda da çok iyi yetişiyorlar.Meslek okulunu bitirenlerden, isteyenler dört yıllık yüksek okula gidiyor. Türkiye'de aynı sistemin uygulanması gerekir.
Bizim mesleğimiz yardımcı elemansız yapılamaz. Yasayagöre, laboratuvarda belgesiz çalışan biri tespit edildiğinde laboratuvarın kapatılması veya mesul müdürün belgesinin iptali söz konusu. Bugüne kadar bir sıkıntı yaşamadık ama bu yasanın mutlaka değişmesi gerekiyor. Bu uygulamalar böyle devam eder, bilgi ve birikimlerimizden yararlanılamazsa mesleğimiz 15-20 yıl sonra biter.
Diş laboratuvarlarının ruhsatlandırma süreciyle ilgili bilgi alabilir miyiz?
Diş teknisyeni arkadaşların yüzde 80'inin aboratuvarları kendi mülkleri; çoğu da üçüncü, dördüncü kattalar. Ruhsat için yangın merdiveni istiyorlar. 30-40 yıllık labaratuvarlardan ruhsat isteniyor. Bundan sonra laboratuvar açacak arkadaşlardan itfaiye ruhsatı istesinler ama bir kereye mahsus olmak üzere daha önce kurulan laboratuvara af çıkarmalılar.
Laboratuvarların kayıtlı çalışması konusunda ne düşünüyorsunuz?
Tabii ki laboratuvarlara bir düzen getirmesi açısından ruhsatlı ve kayıtlı çalışılmalı. Meslektaşlarımızın çoğunda meslek hastalığı var; metal, akrilik tozundan ciğerlerinden rahatsız olup erken yaşta emekliliğe ayrılan arkadaşlarımız var. Düzenleme getirdiler ama bir ayağı topal kaldı. Bir kereye mahsus bize belge verip yanımızda çalışan insanlara da yardımcı eleman' diye bir formül bulmalılar; bundan sonra denetimleri daha iyi yaparız.
Kamunun ağız diş sağlığı merkezleri açmasıyla birlikte muayenehanelerdeki hasta kapasitesinin düşüşü diş teknisyenlerine de yansıdı mı?
Ağız diş sağlığı merkezleri bizleri de çok etkiledi. Şu anda işimin yüzde 60'ını kaybettim, üç sene önceki fiyatlarla çalışıyorum. Bizler yeni aletleri, yeni teknolojiyi dişhekimlerine, hastalara zevkle sunuyorduk. Ağız diş sağlığı merkezleri gelişmemize, tekniğimize de büyük darbe vurdu.
Kamu tarafından açılan ağız ve diş sağlığı merkezleriyle ve hastanelerin uyguladığı ihale sistemiyle ilgili de kısa bilgi verebilir misiniz?
Ağız diş sağlığı merkezleriyle çalışan arkadaşlarımız yeni çıkan uygulamayla tek tip işler yapmaya zorlanıyorlar. Bir hastaya ne gerekliyse onu yapamıyorlar ve yirmi dört saat çalışıyorlar. Şu anda kuron 30 TL'ye yapılıyor. 1 Haziran 2010 tarihinden sonra 18 TL'ye KDV dâhil ihaleye çıkacaklar. İnsan sağlığının ihalesi olur mu? 18 TL'nin KDV'si içinde; yani bir kuron 15 TL'ye geliyor. Maliyeti 30 TL'nin üzerinde olan bir kuronun 15 TL'ye, 18 TL'ye yapılması mümkün değil.
Diş Teknisyenleri Odası olarak ağız ve diş sağlığı merkezlerinin ihalelerine girmedik, girmeyeceğiz. Türkiye genelindeki diğer arkadaşlar da böyle düşünüyorlar. Bu ihalelerin ağız diş sağlığı merkezlerinin sonunu getireceğini düşünüyorum. Dişhekimi arkadaşlar muayenehanelerini kapatarak kamunun ağız ve diş sağlığı merkezlerinde çalışmak zorunda kaldı. Diş teknisyenlerini de aynı şekilde mecbur bırakmak istiyorlar. Bizim bu fiyatlarla çalışmamız mümkün değil. Ekonomik olarak da yapamayız; yapmak için cebimizden malzeme ve para koymamız gerekir. Şu anda iyi malzeme kullandığımız için başarılı işler ortaya çıkarabiliyoruz. Bu fiyatla ancak atık metal kullanılabilir. Mesleğimize ihanet edemeyiz. Bu şartlarda ancak merdiven altı yerler çalışabilir.Marketlerde ilaç sattırabilirler ama mesleğimizi bizden başkasına yaptıramazlar.
Diş teknisyenlerinin talepleri nedir? Bu konuda nasıl bir politika yürüteceksiniz?
Sağlık Bakanlığı'nın diş teknisyenlerine dayattığı sisteme girmeyeceğiz ve bu uygulamayı protesto edeceğiz. Şu anda 700-800 diş laboratuvarı ağız diş sağlığı merkezine hizmet veriyor. Böyle giderse ikinci bir Tekel vakası yaşanacak. Birçok teknisyen işsiz kalacak. Sağlık Uygulama Tebliği’ne göre, kamu kurum ve kuruluşları ile ağız ve diş sağlığı merkezlerinde hastalardan katkı payı alınmadan protezler yapılacak. Bu mesleğimizin sonu demektir.
Şu anda bazı hastaneler ihaleye öyle şartlar koymuşlar ki Türkiye’de laboratuvar yok. Butik çalışıyoruz arkadaşımız yasanın yürütmesinin durdurulması için kişisel dava açtılar. Oda olarak SGK uygulama tebliğinin iptali için Danıştay'da dava açtık. Anadolu'da bulunan diğer dernek ve Odalar da dava açtılar.Avrupa ülkelerinde bizlerle çalışmak isteyen çok sayıda laboratuvar ve dişhekimi var.Daha önce Çin ve Tayland ile çalışıyorlardı. Kalitesiz malzemelerden yapılar bu işler hasta ağzında kırılarak deforme oluyor, hastalar kullanamıyordu. Hastalar kimlerine tazminat davası açarak tazminatlar aldılar. Bu nedenle Çin’e talepler tamamen bitti. Şu anda bizim de böyle bir alternatifimiz var.
Dişhekimleri Odalarından beklentileriniz neler?
Taleplerimize sahip çıkmalarını Ortak sorunlarımızın giderilmesi için birlikte mücadele vermeliyiz. İstanbul Diş Odası eylemlerine bizleri de çağırırsa seve katılırız. Dişhekimlerinden rica ediyorum; merdiven altında çalışan, vergi mükellefi olmayanlara iş vermesinler. Ancak böyle gücümüzü toplayabiliriz. Dişhekimleri ve biz etle kemik gibiyiz; sorun hepimizin sorunu ve bunu hep beraber göğüsleyeceğiz.
Dişhekimi Sevil Tuğlu Arslan / stuglu.arslan@gmail.com